Bu akşam çok alakasız bir şeyi araştırırken nette, eskiden samimi olduğum birinin bloguna denk geldim. O kız için o kadar çok mesai harcamıştım ki. Bir sürü boş muhabbet, hediyeler vs. Ben vaktinde sanal arkadaşlıklar kurmaya bayılırdım. Blog tuttuğumuz dönemlerde de böyle çok güzel arkadaşlar edindim ama bir yandan da o kadar çok boş insanı hayatıma alıp gündemimde tuttum ki!
Hayatım boyunca arkadaşlıklarım hep çok önemli oldu. Neyi önemserseniz o sizin imtihanınız olur düsturundan hareketle sanırım hepte bu konuda sınandım. Bu sınanmanın bir nedeni de bendim tabi, çünkü insanlara çok fazla anlam yüklüyordum. Yani, sıradan bir insandan beklemen gereken şeyler de sıradan olmalı anlıyor musun… Hatta kendinden bile. Sadece insansın.
Öyle yapmaz, mesai harcar, her dertlerine koşar, fazla mana yükler, aynı şekilde karşılık beklerdim. İçimdeki olmamışlığı bir yerlere kanalize etmeye çalışmanın hatası. Boğucu oluyordum belki de. Bir yandan da nasipsizlik işte. Neyse.
Neye pişmansın diye sorsanız bana, mutlaka vaktimi boşa harcadığım insanlar derim. Gerçekten anlatamayacağım kadar çok vaktimi boş tiplere harcadım ve duygularımı israf ettim onun yerine mesela kitap filan okusaydım herhalde atomu parçalardım!!!
Şimdi böyle bazen ama nadiren artık çünkü gençler akıllı, vaktini duygularını saçma sapan arkadaşlıklar için heba eden genç birini gördüğümde tetikleniyorum ve yakasına yapışıp, kızım saçmalamaaaa diye bağırmak istiyorum. Saçmalama, git işine gücüne bak beni deli etme.!
Berbat bir okul hayatı, berbat bir işsizlik dönemi… Kısacası berbat bir gençlik geçirdim. Bu berbatlık şu anlamda, hiç verimli geçirmedim. Hep boş kimselere ve şeylere vakit harcadım.
Bu hayatta taşları kısmen yerine oturtmam neredeyse kırkımı buldu. Buna hem üzülüyorum hem seviniyorum en azından bir şeyleri halledebildim diye.
Kendimle yüzleşmekten kaçarken hep başkalarına sığınmışım özetle. Bunu anlamak, bunla yüzleşmek, sindirmek … Bazı gerçekleri kabul etmek ve bu kabullerle artık daha sağlıklı bir şekilde yoluna devam etmek. Bunu yapmak mesele.
Benim bu yaşımı buldu ama sizin bulmasın diye anlatıyorum.
Bazen bazı şeyleri sadece görerek anlamalıyız, illa uçurumdan düşmeyelim.
Kendine vakit ayır, kendine yatırım yap.
Hadi göreyim seni